Tedbirli Olalım

Motosikletini seven, ona özen gösteren titiz motosikletçilerin hemen hemen aynı olayları yaşayıp, aynı duyguları hissettiklerine eminim. Öyle kötü anlardır ki onlar, kimseye derdini anlatamaz, sıkıntını belli edemezsin. İşte kültür eksikliğinden kaynaklanan en sık yaşadıklarımızın bazıları.

-Türkiye’de otomobillerle bir arada motosiklet kullanmak başarılması çok zor bir iştir. Bütün motosikletçileri kutluyorum. Tavsiyem, daima aynalarınızı kullanın, mesafeli ve dikkatli olun.

-Kıramayacağınız bir arkadaşınız, bir tur atmak için motosikletinizi isterse, bu isteklerin sonu hüsrandır. Tavsiyem, motosikletinizi vermemenizdir, verirseniz de kaideyi hatırlatın; Motosiklet düşürenindir.

-Yolda rastladığınız bir arkadaşınız, hadi beni şuraya atıver durumunda, yedek kask yoksa asla bindirmeyiniz. Varsa, arkada oturma tekniğini anlatmak, ayakkabısı ile egzostu, yüzüğü ile de depoyu çizmemesini tembihlemek suretiyle bırakabilirsiniz.

-Benzin alacaksınız, pompaya yanaştınız, arkanızdaki otomobil size korna çalar; çekil de benzin alayım diye. O sizi araçtan saymaz. Ama çoğu zaman bizim motosikletlerimiz de onların otomobillerinden pahalıdır.

-Yine benzincidesiniz. Pompacı tabancanın ucunu, benzin deposunun açtığınız kapağından salar ve bırakıp başka bir pompaya gitmeye kalkar veya gitmez, tabancaya doğru bastırıp rahat servis verir. Her durumda yan çatalınız açık, eliniz depo ile tabanca arasında olsun.

-Motosikletinizi gözünüzün önüne park ettiniz. Büfeden birşeyler yiyeceksiniz. Rahat yedirmezler. Pırıl pırıl motosikletinize, elleriyle dokunmak, gaz kolunu bükmek, seleye üç tokat atmak, hatta üstüne oturup, kösele ayakkabısıyla kuyruğu ve arka seleyi bir binerken, bir de inerken iki defa çizmek, babasından özenip, “Baba düt” diye tutturan çocuğunun patiklerini depoya, ön seleye veya yan kapaklara çarptırarak oturtup, bir kaç küçük çizik daha yapmak amacıyla yaklaşan insanlara müdahale etmeye çalışırken, yediğiniz kursağınızda kalır.

-Uzun süreli parka bırakacaksınız. Kahya ısrarla işine gelen abuk bir yere bıraktırmaya çalışır. Kahyayı asla dinlemeyin. Kendinize otomobillerin manevra alanlarından uzak bir yer bulup, varsa üzerine renkli bir örtü örtün.

-Elinizde kaskınızla bir restoranta girdiğinizde, daha kapıdan nezaket olsun diye elinizden almaya çalışırlar. Bayağı bir çekişirsiniz. Siz siz olun çekişmeyi mutlaka kazanın. Bir kaç el iziyle yırtarsınız. Kaskı kaptırırsanız vestiyerde kesin çizilir.

Umarım komik ama gerçek olan bu olayları yaşayanın sadece kendiniz olmadığınızı düşünüp, biraz rahatlamışsınız. Tedirgin olacağımıza, tedbirli olalım.

Motosikletçi
Tolga Büyüköner
Aralık 1997 Motosiklet Dünyası