Yeni Honda Africa Twin’i Kullandım

Honda’nın, 18 – 21 Şubat 2016 Tarihleri arasında Best Western Şile Garden Hotel’de düzenlediği Africa Twin CRF 1000 L test sürüşü organizasyonuna katıldım.

Benim randevum Cumartesi günüydü. Tenere 660’a binip yeni Africa Twin’i kullanmaya gideceğim. Keyfe bak. Yola çıkarken deneme sürüşümden haberi olan arkadaşım Alparslan aradı, beraber gidiyoruz. Yeni sıvı soğutma Bmw R1200 GS Adventure kullanıyor. Yarısını düşünürsek makinalarımız eşit sayılır. Keyifli bir sürüş sonrası sıcak çaylarımızla randevu saatimi bekliyoruz.

Honda, efsane motosikleti Africa Twin’i yeniden yapınca, sadece ismiyle önden sattı. Hilton sunumuna kadar kimse ne aldığını canlı görmedi. Honda Motosiklet Türkiye, bu güvene çok şık bir karşılık vererek, Şile’deki güzel bir otelde, Africa Twin’i deneme sürüşü için gelen misafirlerini ağırladı. Gayet samimi bir havada geçen buluşmada keyifli bir zaman geçirdik. Teşekkür ederiz.

Bir hoca, beş sürücü, altılı gruplar halinde iki MT ve üç DCT Africa Twin ile sürüş yaparken, parkurun yarısında motosikletleri değişerek her iki versiyonunu da kullanma imkanı bulduk. Hiç kullanmadığım DCT versiyonuna ön yargılı olduğumdan, sağ olsun gençler hemen MT gri Africa Twin’i bana verdiler.

Africa Twin’e bindiğinizde, dengeyi hemen fark ediyorsunuz. Yani 230 Kg dolu ağırlığı, üzerinde travel kit olmasına rağmen, bisiklet gibi düzeltebiliyorsunuz. Marşına basıp çalıştırdığınızda, Honda’nın motorundan çıkan fıy fıy sesi, egzozundan çıkan tok sesiyle birleşince güzel bir modülasyon yakalamışlar. MT versiyonunda vites geçişleri şıkır şıkır. Yerlerin hafif ıslak olması nedeniyle fazla kasmadan, yol kıvrımlarında adeta vals yaptık. Dönüşler çok rahat. Müthiş dengesini, sürerken daha da iyi hissediyorsunuz. Tali yoldaki yavaş sürüşte, 1000 cc 95 HP bir motosiklet kullandığınıza inanamıyorsunuz. İkizlerin senkronu çok başarılı, vibrasyon sıfıra yakın. Ben en arkada olduğumdan bazen önüme mesafe bırakıp şu sakin giden motosikleti biraz kızdırayım dedim, o sakin sesi hemen homurdandı. Tabii önümde giden arkadaşımın yine arkasında kalmak için frene hafif dokunduğumda, frenleri de çok başarılıydı.

Oturum ergonomisi iyi, selesi rahat. Dirsek açıma baktım gidon yükseltme iyi olur. Kullandığım her iki Afrika Twin motosikletin siperliği uzundu ve rüzgar korumasını beğendim.

Otoyola çıkmadan, hocamız motosikletleri değişmek üzere grubu durdurdu. Bana, kırmızı DCT Africa Twin denk geldi. Hayatımda ilk defa debriyajı olmayan 1000 cc bir motosiklet kullanacağım. Burada DCT kullanmak nasıl bir his onu anlatmaya çalışacağım. Sol elinizin baş parmağı ile sinyal düğmesinin hemen üzerindeki buton ile vitesleri büyültüp, işaret parmağınız ile selektör düğmesinden vitesleri küçültebiliyorsunuz. Otomatik modlar “D” Drive, “S” Spor anlamında. S Modu, S1, S2, S3 olmak üzere üç farklı konumu seçebiliyorsunuz. G swici ile çekiş kontrol sistemi, zorlu arazi şartlarında kontrolü tamamen size veriyor. Konforlu sakin sürüş için D Modunu kullanıyorsunuz. Kısa sürüşte sadece bu modu anlamaya çalıştım. En başta söylediğim ön yargım kırıldı. Motosiklet süratlendikçe vitesi büyütüyor. Gireceğiniz viraja göre, selektör butonundan küçültebiliyorsunuz. Açıkça söylemek gerekirse, ağırlıkla şehir içi kullanan insanlar için büyük konfor. Yalnız dar dönüşlerde gazı yavaş vermek lazım, alıştıktan sonra su gibi olur.

Sürüş parkurunda sürpriz bir yol yapım çalışması çıkınca bizim sürüşler daha kısa parkurda yapıldı. Honda’nın beş yıl üzerinde çalıştığı bu yüksek teknoloji motosikleti elbette bu süre içersinde anlatabilmek mümkün değil. Sadece sürüş hissini tattık.

Benim en fazla merak ettiğim, eski Africa Twin’in kullanım keyfini yenisinde alırmıyım sorusunun cevabını aldım;

Evet, Honda CRF 1000 L ile Africa Twin efsanesini sürdürecek. Alan arkadaşlarıma keyifli sürüşler diliyorum.

Tolga Büyüköner
Motosikletçi
21.02.2016