Yolun Bittiği Yer Değil, Denizin Başladığı Yere Kadar…
Royal Enfield Himalayan.
Öyle bir motosiklet yapmışlar ki, sınıfında tek olsun, her yolda gitsin, periyodik bakım dışında servise gitmesin, günlük kullanılsın, toruna bırakılsın.
R80GS
Yolun Bittiği Yer Değil, Denizin Başladığı Yere Kadar…
Royal Enfield Himalayan.
Öyle bir motosiklet yapmışlar ki, sınıfında tek olsun, her yolda gitsin, periyodik bakım dışında servise gitmesin, günlük kullanılsın, toruna bırakılsın.
70’lerde Sultanahmet parasız genç turistlerle doluydu. Biz misafirperver olduğumuz için Türkiye’yi çok seviyorlardı. Kimi otostop ile kimi Volkswagen minivan, Beetle veya Citroen Deux Chevaux gibi iki silindirli ekonomik araçlarla gelip çadırlarında veya vanlarında kalırlardı.
Bu lafı yeri geldikçe ederim. Sebebi de geçmişte gerçekten çok güzel motosikletlere bindim ve bir gün hep başka bir motosiklet ile değişti. Çok büyük laf etmişim gibi görünse de bunu öğrenmem yıllar aldı. Şimdi motosikletçi arkadaşlarım arkalarına yaslanıp motosiklete aşık oldukları günden bu yana ilk tanıştığı motosikleti hala duruyormu diye bir düşünsün. İstisnalar kaideyi bozmaz ama duruyor diyeni duymadım.
Hava henüz soğuktur. Zamanı gelmiştir ama yalnız başına açmış çiçekler görürüz. Çok ileride bir tane, çok çok ileride bir tane daha. Türkiye’de motosikletçiler yıllardır işte bu çiçekler gibiydi. Az ve yalnız. Motosikleti seviyorlardı, sevilmesini istiyorlardı. Her biri etrafına bu güzelliği anlatmaya çalıştı, ama bir türlü olmadı. Olmadı da bu yıl insanlara bir şey oldu. Motosiklet yetiştirmek mümkün değil. İkinci el diye bir şey yok. Hazirandan önce sıfır motosiklet vermiyorlar. Meğerse ne güzel şeymiş motosiklet. Olan bize oldu diyemeyeceğim, çünkü bizler bunu çok daha önce anladık ve doya doya yaşadık. Yaşamaya da devam ediyoruz. Üstelik şimdi sevdiğimizle, arkadaşlarımızla, motosiklet keyfini paylaşarak.