Eğitim Hayat Kurtarır

Ben alaylı yetişen bir motosikletçiyim. Bildiğim tek şey, ustayım diyen yanılır. Bunu erken fark ettiğim için bu kadar uzun sürebilmişim. Basın yazılarımdan Ekim 2004 te yazdığım “Ustayım Diyen Yanılır” Başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.


Motosiklet kullanma eğitimi ile ilgili profesyonel motosiklet satış hayatımda doksanlı yıllarda çok sıkıntı yaşadım. Bilinçli kullanıcı ortamı olmadığından, parası olan herkes en havalısını almak istedi. Ben de ısrarla vermedim. Bir çok kişi bunu yıllar sonra anlamış ve bana teşekküre gelmiştir.

Motosiklet Tutkunları” adlı belgeselde bana (aşağıda izleyebilirsiniz), “motosikleti nasıl sattınız?” diye sordular. Tek kelime ile cevap verdim. “Vicdanla“.

Motosiklette 50. Yıl, Sanat İçin Sür” adlı yazımda yine bu konuya değindim fakat hiç bir yazımda motosiklet kullanma tekniği ile ilgili tek kelime yazmadım. Çünkü Türk insanı algıya açıktır, yanlış alırsa kazaya sebep olursunuz.

Doksanlı yıllara kadar motosiklet kullanmasını herkes bir yakınından öğrenmiştir. Bu arada Japonlar motosiklet mağazalarını ziyarete geliyorlar, pazar araştırması yapıyorlardı. Türkiye’de yatırım yapmaları için istedikleri ortam hazırmıydı ona bakıyorlardı. Biz bir kaç motosiklet mağazası pazar kurmaya çalışıyorduk ama özel ithalatla motosiklet getirenler, satabilmek için hep büyük motosiklet ithal ettiler. O zamanki adet ve versiyonları incelediğinizde gelen motosiklerin dört silindirli 600 cc ve üzeri motosikletler olduğunu göreceksiniz. Sanki scootere veya küçük hacımlı motosiklete binerseniz ya paranız yoktur ya da büyük motosiklet kullanamıyormuşsunuz gibi bir kompleks vardı. Ayrıca 600 cc 4 silindir motosikletleri başlangıç motosikleti gibi görenler çoğunluktaydı. Ben 1000 cc alsam arada boşuna 600 cc yi al sat yapmasam gibi düşünüyorlardı. Ben insanlara merdiven sistemini ikna edip küçük cc den başlayıp, kilometre yaptıkça büyütmelerini, hatta amaca göre ideal cc de kalmalarını sağladım. Yıllar sonra bu konuda bana teşekküre gelen arkadaşlar olmuştur.

2000’li yıllara gelindiğinde Honda, Japon ortaklığına geçti. O yıllarda Honda motosiklet servis bölümünde çalışan Murat Denizhan’ı Japonya’ya eğitmen eğitimine gönderdiler ve Honda Akademiyi kurmakla görevlendirdiler. Murat Denizhan ve dönem arkadaşlarının kurduğu bu akademiden bir çok insan motosikleti gerçek anlamda kullanmasını öğrenmiştir. Ayrıca bu gün değerli eğitmenlerimizin bir çoğu Murat Denizhan’ın öğrencisidir.

Eğitim sistemi ile motosiklet sektörü derin bir nefes aldı. Burada anlatılması gereken, motosiklete binen herkesin bu eğitimleri alması konusudur. Genel düşünce şudur. Ben zaten kullanıyorum gidip de ne öğreneceğim. Halbuki gittiğinizde hiç bir şey bilmediğinizi öğreniyorsunuz. En önemlisi nerede ne yapacağınızı öğrendiğinizden bir gün bir yerde hayatınızı kurtarıyorsunuz.

Benim gibi eski sürücülerin eğitime gitmediklerini biliyorum. Alışkanlıklarının değişeceğinden korkuyorlar. Ben aradan sıyrıldım ve Murat Denizhan öğretmenimden eğitim almaya başladım. Eğitimde neler yaşadım. Bildiklerimle öğrendiklerimi karşılaştırmak istemeden oluyor. Mesela yıllarca işaret parmaklarım devamlı manetlerin üzerindeydi. İlk eğitimde öğretmenim gripler beşparmak tutulacak dedi ve bir daha işaret parmağımı manetlere koymadım. Öğrendiklerim yaptıklarıma yakındı fakat ismini ve tekniğini öğreniyorsunuz. Yani enstrümanı ne şekilde tutacağınızı ve notaları bilerek çalmak gibi. Ayrıca teknik kullanıma geçtiğinizden daha uzun kilometreleri daha az eforla sürebiliyorsunuz. İşin daha güzel yanı, eğitim sonrası sürüşleriniz hep eğitim yapar gibi yolda devam ediyor. Kış aylarında genelde daha az motosiklete biniyoruz. Havalar güzelleşinceye kadar geçen zamanda bazı ayrıntıları unutuyor ve hamlıyoruz. Her yıl adını hatırlatma eğitimi koyduğum eğitimı tekrarlayarak ısınıyor ve daha keyifli sürüyorum.

Bu yıl, 31 Temmuz 2016 Pazar günü, Honda bayii sevgili Engin Pazarbaşı’nın moderatörlüğünde Murat Denizhan Güvenli Sürüş 2 Africa Twin 15 kişilik grup eğitimi düzenlendi. Yamaha Tenere 660 ile aralarına bir tek ben katıldım. Son derece keyifli geçen eğitim sekiz saat sürdü. Yorulmamız son derece normaldi fakat ortam o kadar güzeldi ki hissetmedik.

Eğitim ile ilgili gözlemlediğim bir iki konuya da değinmek istiyorum; Eğitimli kullanıcı, alaylı kullanıcıya çok çabuk yetişiyor ve ileriye geçiyor. Bu işin gerçeği.

Genel olarak eğitim alan motosiklet sürücüleri yol okumayı çok iyi öğrenip kendini geliştiriyor ve trafikte saygılı sürüşe önem veriyor. Bu işin hoş tarafı.

Egosu yüksek eğitimli arkadaşların birlikte gezmelerini son derece sakıncalı buluyorum. Bu da işin riskli tarafı.

Son olarak, öğrenciye dersi, öğretmen sevdirir. O yüzden her yıl eğitim tekrarına gidiyorum.

Tolga Büyüköner
Motosikletçi
05.08.2016