(Yayımlanmamış yazılarımdan, 27/07/2011)
Bir Ertugrul Ortaç tanıdım, hayatını prensipler uğruna ıskalamış, her yapmak istediğini ertelemek zorunda kalmış, her şey zamanında güzel sözüne isyan edercesine, yakın çevresinin ona ihtiyacı olduğunda kendi sırasını devamlı vermesinden kaynaklandığını, tanıdıkça anladım.
Yaşanmamış yılların acısını çıkartmak için hızlanmak lazımdı. İlk sevgili eşim Buket’in bana hatırlattığı sözü bende ona hatırlattım, “Yavaş solluyorsun Ertuğrul”.
Bu cümle Ertuğrul’da dönüm noktası oldu. Seyahatler, bir çok dalda eğitimler ve daha bir çok değişiklikler.
Benim gençliğim Mobylette, Jawa ve Vespa’lar ile geçti. Ertuğrul ile masa sohbetlerimizde bir sürü anı paylaştık dolayısı ile benim Vespa sevgimi gayet iyi bilir. Kırmızı Vespa‘yı ona vermek istediğimde “bu zımbırtıda ne?” dedi, “bir kullan” dedim. Sonra hiç üstünden inmedi.
Gerçekten Vespa öyle bir şeydir ki kullanmaya, seyretmeye doyamazsın, bir yere bırakmaya kıyamazsın, ama huyunu bileceksin. Sürat yapmaya, gidondan bir elini bırakmaya gelmez, çok oynaktır. Altmışı, yetmişi geçmeden on inç jant üstünde hafif hafif rüzgarı hissederek terlik niyetine giyip gideceksin.
Ertuğrul Ortaç
10 Mart 2008, İznik
Ve Ertuğrul illa benim yetmişlerde müzedeki arabalarıma yaptığım gibi bir restorasyon isteğine girdi. Yapma dedim, “artık kimse bu işlerle uğraşmıyor, tek bir cıvatayı üç gün ararsın, bu tempoda makine uzun zaman leğende kalır”.
Dinlemedi ama beni masada iyi dinlemiş. Önce yurt dışından orijinal manuel (el kitabı) getirtti. Boya işini Bostancı Oto Sanayi’de boyacı Hakan’a, geri kalan her şeyini kendi yapmaya karar verdi. Bende tam destek verdim. Beykoz ‘da kendine bu iş için bir atölye hazırladı.
Burada Ertuğrul Ortaç ve Vespa klasikleri adına çok önemli bir girişim başlıyordu. Ertuğrul Vespa atölyesinde çok mutluydu ve Vespa klasiklerinin de böylesine onu seven bir insana ihtiyacı vardı. Eğer sonuç istediğim gibi çıkarsa, kırmızı Vespa’ya gerekli sadakati gösterdiğini ve fakat başka Vespa’larında kendisine ihtiyacı olduğunu anlatıp, yap-beğen-devret, sistemi ile diğer ihtiyacı olan Vespa‘lara da hayat vermesini isteyecektim.
Gördüğünüz gibi kırmızı Vespa 2011-1993=18’ lik genç bir kız gibi karşımızda. Yakından detaylı incelediğimde sıfır Vespa‘larda görebildiğim fabrika hatalarına benzer hatalar buldum. Bu da ona tam bir orijinallik katmış.
Sayın Ertuğrul Ortaç, yapmış olduğunuz kırmızı Vespa restorasyonu, bugünden sonra yapacağınız çalışmalarınıza yön verecek, başarılmış en ağır operasyondur. Makinasından yürüyenine, kaporta ve boyasından, aksesuarına varıncaya kadar soyulmuş, yenilenerek giydirilmiştir. Bu girişimler çoğu zaman, leğende piston gömlek, çuvalda cıvata şeklinde kalır, zamanla kaybolanlarla çöp olur hüsranla biterler. Siz sevginiz ve azminizle bu işi başardınız.
Sizi Vespa severlerin huzurunda tebrik ederim. Yaptığınız, yapacaklarınızın teminatıdır diye düşünüyorum.
İlgili yazı:
Kırmızı Vespa’ya Sadakat
Tolga Büyüköner
Motosikletçi
27/07/2011