70‘ler Türkiye ‘ sinde yollarda, motosiklet keyfini bilen çok az insanın sahip olduğu, 40‘lı, 50‘li, 60‘lı yıllarda getirilmiş Ariel, BMW, BSA, Harley Davidson, Matchles, MZ, Triumph, Vespa, Zundapp gibi Avrupa ve Amerika markaları dolaşırdı. Bu motosikletler yine sadece o insanlar arasında alınır ve satılırdı. Çorlu‘lu saatçi Mehmet, Düzce‘li Faruk, Mühendis Atilla Rezzak ve Vespacı Cahid Atakan benim tanıyabildiklerim. Bir genel müdür, iş adamı veya sanayici değil motosikletle işe gitmek, etrafta motosikletle görülemezdi bile. Efendi insanların motosikletle ne işi vardı.
Cem Yılmaz‘ın bugün haklı olarak dalga geçtiği o yıllarda herşey şekilcilikle sınırlıydı. İnşallah bir gün ben bu işe soyunacak, genel müdürleri, iş adamlarını, sanayicileri ve daha nicelerini motosiklete bindirecektim. 1990-2013 Motorium Türkiye, binmeye, bindirmeye devam.
Triumph Bonneville, 1969
60’ların ikinci yarısından itibaren Türkiye ‘ de bizim jenerasyonun tanıdığı Çekoslovak Jawa dönemi başladı. Benim bildiğim, Topkapı ‘ dan, Aksaray ‘ a giderken Millet caddesinin sağında yüksek bir binanın altında Skoda ve Jawa acentesine girdiğinizde bugün harap vaziyette sağda solda gördüğünüz bordo üzerine altın biyeli depo yanakları krom CZ 125 ve Jawa 250’ ler, o günlerde orada sıfır kokuyorlardı. Bir de Tophane Bogazkesen ‘ de Sabri Acarsoy vardı beyaz eşya ve motosikletleri birlikte hemde senetle satardı, annem öğretmen olduğu için maaşıyla bana ilk CZ 125‘imi taksitle, babamdan gizli oradan almıştı.
Jawa 250, 1945 (1975 yılında basılmış 30. yıl hatıra pulu)
70’lere gelindiğinde Türkiye Japon motosikletleri ile henüz tanışmamıştı ama Mustafa Şahin adında Almanya‘da yaşayan bir arkadaşımız, motosikletine binerek Türkiye‘ye gelir, evinin kapısında, getirdiği Japon motosikletini satın almak için insanlar beklerdi. O da pasaportuna ait permi hakkıyla gümrük işlemlerini yapıp, onlara satardı.
Ariel
80‘lerde Japon motosikletleri özel ithalatla gelmeye başladığında artık sıfır Japon motosikleti alma imkanı doğmuştu. O yıllarda gelişmeleri takip etme imkanına sahip değildik. Ben mümkün olduğunca temin edebildiğim Motorrad motosiklet mecmuasını takip etmeye çalışıyordum. 80’lerden ta ki bizler büyük firmaları ikna edip distribütörlükler alınana kadar, motosikletler özel ithalatla geldi. O dönem aldığımız motosikletlerin aynı yılın modeli olmadığını daha sonraları anlayacaktık. Çünkü kanun, aracın üretildiği değil, ithal edildiği veya faturalandığı tarihe modelinin yazılmasına izin veriyordu. O dönem bu işi yapanlar bu açığı kullanıp örnegin 1989 model motosikleti insanlara 1991 yılında 1991 modelmiş gibi sattılar. Halbuki yurt dışında yılın modeli araç satılmaz da bir yıl sonrasına kalırsa, stoklardan, yüzde otuzlara varan indirimlerle alınabiliyordu. Bu konuda Avrup ‘nın bugün bile hala en büyük ismi Könemann‘ın motosiklet stoklarında her türlü motosikleti bulmak mümkündü. İthalatçılar, Könemann‘dan büyük indirimlerle aldıkları motosikletleri ithal edip, güzel karlarla yılın modeli diye sattılar. Sonraki yasalar da model yılını sekizinci ayda başlattığından, Ağustos ayında uygunluk belgesi çıkan ithal araçların ruhsatlarına, bir yıl sonraki modelin yazılmasına izin veriyordu. Yani genelde biz hep önceki modelleri son model diye aldık.
Artık 01/01/2013 Tarihi itibariyle yeni model yılı ocak ayında başlıyor. Siz 2013 Model bir araç almak isterseniz, araç 2013 yılı içersinde üretilmek zorunda. Bu demektir ki aracın üretilmesi, ithal edilip gelmesi her yılın Şubat sonu veya Mart başını bulacaktır. Şimdi distribütörler 28 Şubat- 03 Mart 2013 Tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek olan Eurasia Moto Bike Expo Motosiklet, Bisiklet ve Aksesuarları Fuarına, özhakiki 2013 Model motosikletlerini yetiştirmeye çalışacaklar.
Yeni model, yılında güzel.
Tolga Büyüköner
Motosikletçi
19/12/2012