Aşk hiç bir zaman pişmanlık duymamaktir. 21. yüzyılın en büyük aşk hikayesinin anlatıldığı Ali Mac Graw ve Ryan O’Neal’in başrollerini paylaştığı Love Story filmini 70′ leri yaşayan herkes hatırlayacaktır. İnsanlar romantik, aşk ve sevgi herşeyin önündeydi ve Love Story bütün bunları anlatan müthiş bir filmdi.
Ali MacGraw, Ryan O’Neal, Love Story, 1970
Yaşadığım hiç bir şeyi planlamadım ve pişman olmadım.
İlk okul üçüncü sınıftaki üç tekerlekli bisikletimi saymazsak 1964 – 2014, motosiklet selesinde 50. yılımı kutluyorum. Yaşayarak şunu gördüm. Motosiklet bende heves değil gerçek bir aşkmış.
Köşe yazılarımdan birinde yan çataldan doğrultabildiğim sürece motosiklet kullanacağımı söylemiştim. Sözümü tutuyorum ve 50. yılımı sevdiklerimle kutluyorum. Sevgili Ertuğrul Ortaç ile yaptığımız kısa “Yaza Merhaba” gezisinden hemen sonra yine sevgili Cem ve eşi ile Sanat İçin Sür adını verdiğim Kavala, Selanik, Atina turuna çıktık. Biz Kawasaki 1989 Klr 650 A, Cem bey ve sevgili eşi Honda 2014 Gold Wing olmak üzere iki motosiklet sabah 06:30’da Kavacık Köprüsünün altında buluşup yola koyulduk.
Selanik’e giderken
Volos’a giderken
Ben Cem bey ile 25 Senedir tanışırım ama 25 metre beraber motosiklet sürmüşlüğümüz yoktur. Bildiğim bir şey varsa Cem beyin mert kelimesinin sözlük karşılığı olduğudur. İşte tecrübelerime dayanan tavsiyelerim şimdi başlıyor. Sırf motosiklet biniyor hatta aynı tip motosiklet kullanıyor diye grup gezilerinde yaşanan tatsızlıklar birbirlerini iyi tanımayan insanların birarada gezmelerinden kaynaklanır. Birbirinin sürüşünü bilemeyebilirsin ama saygılı sürüş yaparsan disiplin kendiliğinden oluşur. Biz sadece bunu yaptık. Giderken Cem bey Kavacık köprüsünde konuştuğumuz gibi önde çıktı, 1100 Mil sonra Kavacık köprüsüne önde girdi. Ayrılırken tek yaptığımız bu güzel seyahat için birbirimize teşekkür etmemizdi.
1989 KLR 650A ile 1100 mil
Bu arada Cem beyde 25 yıllık motosikletçidir. Yol boyu aslında eğitim yaptık. Viraja gaz kes gir, sabit gazla dön, çıkışta gaz aç çık. Daima ileriye ve virajda gördüğün son noktaya bak. Takip mesafeni bırak 50 Km hızla gidiyorsan 12,5 Metrede durursun. Dururken sol ayağını aç. Gripleri avucunla kavra, manetleri dört parmak tut, ön freni limon sikar gibi sevgili Murat Denizhan (www.muratdenizhan.com) hocamızdan öğrendiklemizi 1100 Mil boyu tatbik ederek sürüş keyfi yaptık.
Diyeceksiniz ki sen motosiklet selesinde 50. Yılımı kutluyorum diyorsun hala eğitim mi aldığını söylüyorsun. Evet öğrenmenin ne yaşı ne de sonu var ve ben artık motosikleti sadece sürmek değil, sanatsal sürüş yapmak istiyorum. İnsanların şiir veya müzik dinlercesine sürüşümü izlemelerini istiyorum. Son yıllarda her sezon başında Murat Denizhan hocamızdan hatirlatma eğitimi alıyorum. MotoGP efsanesi Valentino Rossi hiç antrenman yapmadan piste çıkıp yarış kazanabilirmi? Cem bey de ben de öyle yaptık ve bu seyahat in ismini Sanat İçin Sür koyduk.
Volos
Fotoğraftaki kürek mahkumlarının çektiği kayık ile iki, ay 2000 Deniz mili gidiyorlar. Amaç hanımdan kaçmak.
Çok güzel bir sürüş oldu. Cem beyin eşinin motosiklet artçısı olarak ilk uzun yoluydu ve çok iyi performans gösterdi. İlk mola Alexandroupolis Makri bölgesi Ammo Ammo Beach te denize girip dinlendik, geceyi her zaman kaldığımız Kavala Galaxy Air Hotel’de geçirdik.
Her seferinde bir aksilik yaşayarak bir türlü yakından görmediğim Atatürk”ümün Selanik’teki evini yine Pazartesi’ye denk gelmesiyle ancak dışarıdan görebildik.
Sürüşün son durağı Atina. Çocukluğumdan beri tarih kitaplarında gördüğüm sütunlar üzerinde çatısı olan kenarları açık yapılar veya kolu bacağı olmayan heykelleriyle hatırladığım Akropolis’i göreceğiz.
Ammo Ammo Beach, Alexandroupolis
Atina’ya 400 km kala Volos’tayiz. Atina Temmuz ayında, Datça hizasında İstanbul’da olmak gibi bir şey. Bunun yerine beachlerde serinlemek daha cazip geldi ve kendimizi Kyamata Beach’te bulduk, sonra Kavala Elia Beach arkasından yine Makri Ammo Ammo Beach yaz keyfi. Zaten bu yazımın amacı gezip gördüğüm yerleri anlatmak değil çünkü bunu benden çok daha iyi yapan arkadaşlarımız var. Ben motosikletciyim. Her motosiklet kullanan bu sıfatı taşıyamaz. Bu bir ruh meselesidir. Düşünün, 60 yıllık hayatınızın 50 yılı motosiklet aşkı yaşayarak geçiyor ve siz yine ertesi sabah motosiklet aşkı ile uyanıyorsunuz. Ben bu şansı yakaladım ve bilgi birikimlerimi yıllardır yazılarımda sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Türkiye’ye dönüş
Türk insanının en büyük şanssızlğı egosunun çok yüksek olmasıdır. Devamlı bir güç gösterisi vardır. Ya bilek gücüyle ya da para gücüyle karşısındakini ezmeye çalışır. Hele bu motosiklette doruk noktasına çıkar. Hiç bir gezinin adı yarış değildir, ama gezi boyu herkes biri biri ile yarıışır. O’ndandır ben toplu sürüş yapmam. Düşünün ki parası olan son model, son teknoloji, en pahalı, en güçlü motosikleti almış, prosedür olarak A2 ehliyete de sahip olmuş ama eğitim yok tecrübe yok. Aslında önce, O’nu ona satana kızmak lazım. Bir reklamda “kontrol edemediğin güç güç değildir” der ya; İşte bu tam O’dur.
Size tavsiyem motosiklete kendinizi ispatlamak için değil, seviyorsanız binin. Ben 50. yılında hala çok sevdiğim için biniyorum.
Tolga Büyüköner
Motosikletçi
13 Temmuz 2014