Konuşulmayanları Yazdım
Rahmetli annem “Tolga sen eninde sonunda tekerlek işi yapacaksın” deyince bir gülme almıştı beni. Eski insanlar ne kadar düz ve art niyetsizdiler…
2000 yılından bu yana yazdıklarımız, yaşadığımız yüzyıla ait yani…
Rahmetli annem “Tolga sen eninde sonunda tekerlek işi yapacaksın” deyince bir gülme almıştı beni. Eski insanlar ne kadar düz ve art niyetsizdiler…
Aşağıdaki söyleşi “a2teker” mecmuası 49. sayıda yayınlanmıştır.
Böyle döküldü kelimeler dudaklarımdan kaskın içinde. Eskişehir, Mihalgazi virajlarını dönerken. İntercom un açık olduğunu unutmuşum. “Yaz Tolga abi” diye Emre’nin sesini duydum…
Otomobil ustaları vardı. Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa terfi etmeleri uzun yıllar alırdı. Çoğu kendini yetiştireni terk etmez, birlikte yaşlanırlardı.
“Eskiden Yeni Olmaz” okumaya devam et60’lı yıllarda motosiklet ile tanıştığımda, motosikletin bir farı, bir deposu, bir selesi ve iki tekerleği arasında bir motoru vardı. Şehremini Orta Okulu’na giderken, bütün harçlığımı, okul çıkışı, arka sokakta, motorcu Hikmet ağabeyin kiraladığı, İtalyan Garelli motosikletlere yatırırdım. Krem, gri renklerinde, 50cc, üç vites çok güzel motosikletlerdi…
Trakya Tempo grubum ile yaptığım, 720 km Kırklareli sürüşünden üç gün sonra, sevgili eşim Buket, “önümüz kış, havalar iyiyken çık biraz daha dolaş dedi”…
Bir şeyler yazmak için önce yaşamak gerekir. Uzun süre yazmamamın sebebi malum. Yer küre üzerinde, halen çok ciddi bir pandemi yaşanıyor. Hayat alışık olmadığımız normallerle devam ediyor. Sanki doğa, hesap sorar gibi. Tarih 2020 yılını Covid-19 ile hatırlayacak.
Yamaha’nın, Dakar’da yarışan WR450F Rally motosikletinin sokak versiyonu Ténéré 700.
Şu anda 2.700 km’deyim. Kullandıkça bütünleşiyorum. Motosikletin sesi adeta Vivaldi’den bir eser. Nitekim sevgili Ertuğrul Ortaç motor sesini ilk duyduğunda “bu ne güzel saund, senfoni gibi” demişti. Motor sesinin görseli egzoz, sağ yanda ve tehditkar duruyor. Ekstra egzoz değişimi çok kolay.
Yamaha Ténéré’nin doğuş sebeblerini ve adının nereden geldiğini anlatabilmem için size, önce Paris – Dakar rallisinin nasıl başladığından bahsetmem lazım.
Hayatta bazı başarılar tesadüfler sonucu ortaya çıkmıştır. Thierry Sabine 1977 Abidjan-Nice motosiklet yarışında Libya çölünde kaza yapıyor. Dua edip kurtarılmayı beklerken, ağzını nemli tutmak için taşları emiyor. Etrafında kendi gölgesinden başka hiç bir şey yokken, hayal gücünde bir fikir oluşuyor; Yaşadığı bu deneyimi eğer kurtulur da Fransa’ya dönerse, bir organizasyon yaparak bir çok kişiyle paylaşmak.
1971 yılında tanıdığımda elinde gitarı vardı.
Hayatı boyunca elinden gitarını, yanından dostlarını hiç ayırmadı. Onun söylediği tabirle, hayat böyle bir şey işte. Seni hiç unutmayacağım sevgili kardeşim.