Hayatın 5 Şartı; Hava, Su, Toprak, Tahta, Ateş

Hava, Su, Toprak, Tahta, Ateş. Bir canlının varlığını sürdürebilmesi için gerekli beş element. Bunu doya doya yaşamanın tek yolu kamp yapmaktır.

İlk çadırlı seyahatim 17 yaşındayken hippi felsefesini benimseyip oto stop yaparak çıktığım Türkiye turuydu. Kamyon kasasında, turistlerin minibüsünde, otomobilinde seyahat ederek Silifkeye kadar gitmiştim. O yaşta iyi bir tecrübe olmuştu. Tertemiz bir hava, her taraf yemyesil, insanlar güleryüzlü, misafirperver, saygılı ve sevgiliydi. Fotoğraf 1971 yılında bu gün de aynı yerde var olan Kuşadası Önder kamping’de çekilmiştir. Bunları 46 yıl sonra saģlıkla anlatabildiğim için mutluyum.

Önder camping, Kuşadası, 1971

Güzelim ülkeyi bozduk, şantiyeye çevirdik. Toz bulutu içersinde yaşıyoruz. Yani ihtiyacımız olan hava yok ama çok havalı olduğu sanılan beton yığınları var. Terkos gölünden gelip evimizin musluğundan akan suyu içmeyi yıllardır unuttuk. Parayla alıp güvenip içmek zorundayız.

Toprak diye bir şey bırakmadık. Bir kısmı beton olurken kalanını hormonlu tohumlarla bozduk. Yemyeşil ormanları katledip yine beton ve kağıt israfı yaptık. Ateşi de amacında kullanmayıp yine betona alan açmak için ormanları yaktık.

Bir ortamı çevre olarak da karekter olarak da kirleten tek canlı insandır. Bu nasıl bir eğitimsizlik nasıl bir kültürsüzlüktür. Nasıl dengesiz bir yaşam standartıdır. Birileri rezidans dedikleri modern sosyal konuttan çıkarken, son model jeep’inin ön çamurluğu, komşu gecekondunun duvarını yalıyarak dönüyor. Bunlar uzar gider ama değmeyeceğini bildiğim için uzatmayacağım.

Biz evimizde camı, plastiği, tenekeyi, kağıdı çöpten ayırıp hepsini ayrı zahmetle dönüşüme götürürken, yüzlerce kez şahit oldum otomobilin camından çöpünü asfalta atarak gidenleri. Işıklarda dururken kül tablasındaki izmaritleri kapısını açıp tablayı yere vurarak dökenleri. Nedir Allah aşkına bu? Hayatın 5 şartını katlederken imanın 5 şartından biri olan temizlik nerede?

İpsala sınır kapısından çıkarken hep yüreğim bir cız ediyor. Çıkışta araçlarımızın tekerlekleri miktop arındırıcı sudan geçerken, dönüşte girerken biz böyle bir ihtiyaç duymamışız. Çünkü onların bizden daha temiz olduğundan eminiz.

Bütün bunlardan artık kurtulamayız ama insan olarak arada bir dışarı çıkıp temiz hava almaya ihtiyacımız var. Bunu normalde insan evden çıkıp yapar ama biz memleketten çıkıp yapabiliyoruz artık. Çadırımızı aldığımız gibi Alexandraupoli’ye kampa gittik. Maalesef 19 Mayıs tatiline denk geldik. Çorlu ayrımında yüzden fazla Harley Davidson motosikletli grubu görünce eşim çabuk yola çıkalım gümrüge bizden önce girerlerse sınırı geçemeyiz dedi. Allah’tan gezi programları yurt dışı değilmiş. Yine de yoğunluktan tam 5,5 saat sınırda bekledik. Ama bir kaç güzel gün için değdi.

Sınırı geçer geçmez hava değişiyor. Trafik sakinliyor ve uyuluyor. İnsanlar birbirine selam veriyor. Burada organik diye üç katı fiyata satılan meyve sebze orada zaten doğal tarımla olması gereken fiyattan satılıyor. Biz de huşu içerisinde market alışverişimizi yapıp kampımiza yerleştik. Sınırdan sadece 40 kilometre mesafede bakir sahili olan belediyeye ait bu kampta duşlar tuvaletler günde en az beş defa temizleniyor. Huzur içersinde kafa dinleyerek her yeri yürüyerek gezip eğlenceyle geçen beş güzel gün.

Suzuki Samurai

Dönüşte sınırdan girer girmez, bir sürü haklı şikayetlerimize rağmen, memlekete geldik diye neden sevindiğimizi inanın biz de bilmiyoruz.

Tolga Büyüköner
Motosikletçi
28.05.2017