Motosikletin Şasisi Çürük

Büyük önderimiz sevgili Atatürk’ün sölediği her sözün ne kadar doğru olduğunu yaşadıkça daha iyi anlıyoruz. Türk milleti cesurdur.

Gerçekten daha motosikleti hiç bilmeden dört silindirli, sürat göstergesi 300 yazan bir motosikleti başlangıç motosikleti olarak seçmek büyük cesaret. Öncelikle motosiklete başlarken genelde yapılan en büyük hata, arkadaş yönlendirmesinden kaynaklanıyor. Sohbette deniyor ki “sana önce 600 cc lik küçük bir motosiklet alırız”. Ben de öyle yapmıştım zaten. İlk etapta arzu edilen makinesi kapalı sürat versiyonları olduğu için ima edilen 600 cc dört silindirli ve göstergesinde 300 yazan bir cadde motosikleti. Allah aşkına bunun neresi küçük. Olayı okul gibi düşünün. İlk okula başlarken alfabeyi öğreniriz. Başardıkça sınıf atlarız. Diyelim ki dört silindirli “küçük” olarak adlandırılan bir 600 cc ile başladık. Kabiliyetimiz ve Allah’ın da yardımıyla başımıza kötü bir şey gelmeden 3000 km yol yaptık. Kendimizce tecrübe için yeterli kilometre. Eh artık öğrendik. Bu motosiklet yetmemeye başladı, gidip 750 hatta almışken bir 1000 lik motosiklet almalıyım düşünceleriyle 1000 cc lik motosikletlerin üzerine çıkılıyor.

Bu gün kaçımız bir 600 cc motosikletin her vitesini 13000 devir çevirerek altıncı viteste 280 km gaz tutarak gitti de bu motosikletin yetmediğini düşündü. Alt yapısı çürük olarak coğalan motosiklet adedi motosikletin geliştiğini göstermez, aksine Allah korusun duyacağımız her kötü motosiklet haberi insanları çok sevdikleri motosikletten uzaklaştırır. Batı standartlarında motosiklete binmek ehliyetlerle sınırlıdır. İnşallah Avrupa Birliği meselesini halledersek, bütün bunlarda halledilmiş olacaktır. Yalnız hatırlatmalıyım ki, yurt dışında ehliyet alabilmek gerçek bir okulu bitirmekten farksızdır. Her yeri geldiğinde söylerim batının motosiklet kültürüyle yetişmiş her hangi bir motosikletçi yolda bizim Sofuoğulları’nı zorlayacak kadar iyi motosiklet kullanıyor. Bunun örneğini sevgili arkadaşım Levent Baki yaşayıp yazmıştı. Yılların motosikletçisi Levent Baki bir kaç arkadaşıyla Ingiltere’den özel motosiklet eğitmeni getirtip kurs almışlardı. Kurstan sonra biz ne biliyormuşuz ki dediğini hatırlıyorum. Doğru da söylemiş. Motosiklette usta oldum diyen yanılır.

Bir başka açıdan bakıldığında, Türkiye ayrı bir dünyadır. Burada yabancı motosikletçiler bile zorlanıyor. Her türlü sürprizi düşünmek zorundasınız. Yola kamyonlardan mazot dökülebilir, öndeki taksi müşteri almak için u dönüşü yapabilir, müşteri kapıyı soldan açabilir, öndeki aracın stepnesi alttan yola önünüze düşebilir, virajda kum çakıl, çukur olabilir, minibüsler yolun ortasında müşteri almak için ani durabilir, otomobiller en sağ şeritten aniden soldaki yola sapabilir, kırmızı ışıkta beklerken arkadan biri size patlayabilir, ters yoldan kestirme olsun diye bir araç aniden karşınızda belirebilir, vesaire gibi her gün yaşanan olağan haller içersinde motosiklete biniyoruz. Geçenlerde motosiklet kulüplerinin ortaklaşa düzenledikleri yol komşuları aktivitesinde motosiklet ve diğer karayolu araçlarının birbirlerine saygı sevgi mesajı verildi ancak artık mesajı aldılar diye düşünüp motosikleti bilmeyen diğer araç sürücülerine güvenip de rahat davranmayalım. Daima tedbirli ve dikkatli olmak zorunda olduğumuzu motosikletin marşına her basışımızda kendimize hatırlatalım.

Motosikletçi
Tolga Büyüköner
Temmuz 2002 Motosiklet Dünyası