Super sport motosiklet kullanmış bir insanın o ivmeyi unutması mümkün değildir. Fakat sürücüler zaman içersinde spor motosikletin oturum konumundan dolayı daha konforlu motosikletlere yönelmişlerdir. Yani Çıplak motosikletler.
Suzuki, geçmişte en sevilen K5 bloğu üzerine motorunu güncelleyerek 150 beygirlik tamamen sürüşe odaklı vahşi bir tasarım ile karşımızda.
Aslında sadece gerekli parçaların işlevsel bir şekilde birleşmesinden çıkan bu tasarım ilk bakışta yadırgansa da dikkatle incelediğinizde her şey çok iyi düşünülmüş.

En dikkat çeken far tasarımına gelince çerçeve kullanmadan, kafayı ağırlaştımadan aydınlatmaya yönelik bir dizayn yapmışlar ki GSX-S 1000 motosikleti diğerlerinden ayıran en göze çarpan özelliği olmuş.
Motosikletin otorum konumu ne fazla eğik, ne fazla dik. Bisiklet gidon olmasına rağmen sporcu karekterinden dolayı kafa biraz aşağıda olduğu için öne doğru hafif eğiksiniz.
Kontağı açıp ekranı incelediğimizde, sürüş modları A (Active), B (Basic), C (Control) seçebiliyorsunuz. Traction Control 5 kademeli veya kapatabiliyorsunuz. Quick Shifter (hızlı vites değiştirme sistemi) vitesi hem büyütürken hem de küçültürken iki yönlü çalışıyor. Hangi moda alırsanız alın, 150 Beygir gücünden ödün vermiyor.

Sürüşüne gelince; motosiklete alışana kadar orta ayarları seçtim. Mod B konumunda, Traction Control 3, Quick Shifter açık. Artık marşına basabilirim. Marş düğmesi tek dokunuşla. Otomatik jiklede ilk çalışma sesi tehditkar. İlginçtir Alman motosikletlerinde euro 5 versiyonları tizleşirken, Japon motosikletleri daha çok homurduyor. Egzoz sesini severiz. Bakalım elektriklide ne yapacağız.
Hava durumundan dolayı birinci gün şehir içi sürüşü yaptım. Gerçi artık yeni jenerasyon motosikletlerin çoğu kolay kullanılıyor fakat 1000 cc ve 150 beygir motosikletin 600 cc gibi rahat kullanılıyor olması hiç de sıradan değil. Gidonu sağa sola çevirdiğinizde turu azmış gibi olmasına rağmen son derece kıvrak. Her markanın iyi olduğu yerler vardır. Mesela Suzuki ipek gibi şanzıman yapar. Onun üzerine bir de mükemmel bir Quick Shifter yapınca debriyajı neredeyse sadece ilk kalkışta kullanıyorsunuz. O gün alt devirlerin gücünü hissederek, adeta otomatik şanzıman gibi şehirde hiç yorulmadan sürdüm.
Bu motosikleti ilk gördüğümde işte tam Drag motosikleti demiştim. Bir kaç müsait düzlükte sıfırdan kalkış yaptım. Arkayı kaydırmadan önü kaldırmadan ok gibi çıkıp, ip gibi uzadım. Bir de Quick Shifter ile vitesleri inci gibi dizince kazanılan zamanı siz hesaplayın. Bu tabirler yarıştığımız 90’lı yıllardan bana aittir. Çok keyifliydi çok.
Ertesi günü motosikletin yukarılarını denemek için hava çok uygundu. Motosikletini şiir gibi süren sevgili arkadaşım Okan ile iki motosiklet şehir dışına çıktık. Şansımıza trafik de yoktu.

Okan ile motosiklet sürmek çok keyiflidir. Limitleri yüksek olduğu için yetişmek mümkün olmasa da beni çekebildiğin kadar yukarı çek bakalım ne kadar gelebiliyorum çizginden diye eğleniriz. GSX-S 1000 kendi kabiliyetlerini bana katarak güzel bir sürüş çıkardık.
Bu arada motosikletin aynalarına hayran kaldım. Hem kesintisiz gösteriyor, hem de titremiyor. Çocukken ehliyetim olmadığı dönemde efsane motosikletli polis Volkan ağabeyden kaçarken, gözüm devamlı aynadaydı. Alışkanlık kaldı. Arkaya daha çok bakarım.

Motosikleti incelediğinizde, Suzuki mühendisleri Hi-Fi müzik seti gibi önde Brembo, arkada Nissin iki ayrı marka fren kaliperleri kullanmış. Gayet stabil duruyor.
Seleye gelince farketmedim bile nasıl olduğunu yani hiç rahatsız etmedi. Tamamen sürüşe odaklı bir motosiklet olduğu için yola konsantre oluyorsunuz, sürüş zevkinden başka hiç bir şey ile ilgilenmiyorsunuz diyebilirim.
Yollarda görmeye başladım bile. Suzuki GSX-S 1000 sürüş tecrübesi olan her motosikletçinin hoşlanacağı bir motosiklet.

Ehliyetinizin müsait ve tam korumalı ekipmanınız varsa, www.suzuki.com.tr/tr/motosiklet adresinden randevu alarak siz de test edin ve yazdıklarım ile karşılaştırın. Keyifli sürüşler.
Tolga Büyüköner
Motosikletçi
14.10.2022