Konuşulmayanları Yazdım
Rahmetli annem “Tolga sen eninde sonunda tekerlek işi yapacaksın” deyince bir gülme almıştı beni. Eski insanlar ne kadar düz ve art niyetsizdiler…
1996
Rahmetli annem “Tolga sen eninde sonunda tekerlek işi yapacaksın” deyince bir gülme almıştı beni. Eski insanlar ne kadar düz ve art niyetsizdiler…
Giriş
Geçmişle yaşanmaz ama yaşanmış güzel anıları bazen hatırlamak ve onları paylaşmak da keyiflidir.
1990 yılından beri Motorium’da gecen yıllarım çalışma hayatımın en mutlu yıllarıdır. En keyifli yanı da yapmış olduğum hizmetlerden teşekkür almamdır. İtraf etmeliyim ki, insanları memnun etmek çok zor oldu. Ben iyi bildiğim bir konuda prensiplerimden ödün vermedim. İnsanları doğru yönlendirdim. Çileden çıkma noktasına kadar cok sabır gösterdim. Kova dolduğunda bile sabrımı içime döküp motosikletime binerek boşalttım.
Kaskını çıkardığında şaşırıp kaldık. Yaşı altmışbeş gibiydi. “Kırmızı, spor, büyük bir motosikleti vardı.” diye anlatıyor görenler. Hampar amca yağışsız günlerin öğlen tatillerinde, motosikletiyle Kartal – Bostancı sahil turunu ve stresini atar. Bir delikanlı gibi dinçtir.
Ellili, altmışlı yılların gözdeleri, Harley Davidson’lar, Triumph’lar, Ariel’ler, Norton, Matchles, BSA ve BMW’lar. Yetmişli yılların başına kadar, o zamanın güzel İstanbul’unda, Dolmabahçe Saray Medanı’nın hemen karşısındaki Sebil ismiyle anılan tarihi kahvede toplanırlar, sabaha kadar motosiklet muhabbeti yaparlardı.